Kazdağı (İda), mitolojik tarihte dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak geçmektedir. Antik dönemin en eski yerleşim alanlarından olan İda Dağı’nda, gökyüzünün doruklarında ve bulutların arkasında tanrılar, tanrıçalar süslü saraylarında ve büyük bir ihtişam içinde yaşarlardı. Yine bu zamanlarda birgün, tanrıların katında sevinçli bir telaş vardır. Bu şölen, güzel deniz kızı Thetis ile ölümlü bir insanoğlu olan Peleus’un düğün törenidir. Kavga ve nifak tanrıçası Eris ise bu düğüne çağrılmamıştır. İntikam almak için altın bir elmanın üzerine “En Güzele” diye yazar ve düğün yemeğinin en neşeli anında şölen sofrasının ortasına fırlatır. Üç güzel tanrıça Hera, Athena ve Afrodit baştanrı Zeus’un karşısına dikilerek altın elmayı en güzel olana vermesini ister. Zeus, en doğru seçimi, İda Dağı’nda çobanlık yapan PARİS adlı bir delikanlının yapacağını söyler ve güzelleri Paris’e gönderir.

Tanrıça Hera, elmayı kendisine vermesi karşılığında Paris’e Asya Krallığı’nı, Athena sonsuz akıl ve başarı, Afrodit dünyanın en güzel kadını sayılan Spartalı Helena’nın aşkını vereceğini söyler. Afrodit’ten çok etkilenen Paris duraksamadan elmayı ona verir ve bu seçimle Truva Kenti’nin kaderide çizilmiş olur.